Userlytics ile Kullanılabilirlik Testi
UX tasarımı, sürecin temel bir parçası olan kullanılabilirlik testi olmadan tamamlanamaz. En iyi deneyimi yaratabilmek için kullanıcımızın tasarımla nasıl etkileşime girdiğini bilmek bizim için önemlidir.
Kullanılabilirlik testleri, ürünle kullanıcı arasındaki etkileşimin gözlenmesi ve bu gözlem sırasında elde edilen bulguların ürün üzerinde uygulanarak iyileştirilmesi amacını taşıyan bir tasarım etkinliğidir. Ürünün fonksiyonel anlamda doğru çalışıp çalışmadığı ile ilgilenmez, doğru çalıştığı varsayılan ürünün kullanıcıları tarafından ne kadar doğru, ne kadar güvenilir ve ne kadar rahat kullanıldığı ile ilgilenir. Tüm bu aşamalarda kullanıcı büyük önem taşıdığı için, testleri yapan kişi ile aynı fiziksel ortamda bulunmalıdırlar. Ancak projelerin getirdiği bazı koşullar ve günümüzde pandeminin yarattığı kalıcı uzaktan çalışma ortamları bizleri farklı yöntemler aramaya itmektedir.
Genel olarak baktığımızda, uzaktan kullanılabilirlik testlerini bu yöntemlerin bir bütünü olarak değerlendirebiliriz. Elektronik cihaz ekranlarının dijital araçlar yardımıyla kaydedilmesinin ve onlara çevrimiçi (uzaktan) komutlar verilerek testlerin gerçekleştirilmesinin sağlandığı bu metodolojide testler, bir moderatörün eş zamanlı olarak kullanıcıya müdahalesiyle yapılabildiği gibi moderatör olmadan da bir takım çevrimiçi araçların kullanımıyla gerçekleştirilebilmektedir.
Ancak bu testlerin gerçekleştirilmesinden önce planlama yapma aşamasındayken elimizdeki kullanıcı tipinin çoğu kez şirketteki çalışma arkadaşlarımız, eş-dost veya müşterimizden görüşme için talep ettiğimiz 2–3 farklı yetki seviyesindeki kullanıcıdan öteye gidemediğini görürüz. Hedef kişiyi bulabilmek her zaman mümkün olmayabilir. Eğer uluslararası bir proje üzerinde çalışıyor ve global düzeyde kullanıcılarla görüşmek istiyorsak, biz onların ayağına kadar gidemeyeceğimizden, bize istediğimiz tipte kullanıcı temin edebilen test araçlarıyla uzaktan görüşme gerçekleştirebilmek hem zaman hem de bütçe açısından kazanımlar sağlayacaktır. Testimize farklı ülkelerden farklı kültürlerdeki kullanıcıları katarak elde edeceğimiz bulgular daha kıymetli bir hâle gelecektir. Ayrıca kullanıcılarımızı kendi evlerinde veya günlük hayatlarını geçirdikleri bir mekanda gözlemlediğimizde, kullanıcılar daha rahat hareket edecekler ve gerçek davranışları açığa çıkacaktır.
Uzaktan kullanılabilirlik testi konusunda sağladığı imkanlarla öne çıkan Userlytics, mobil uygulamaların ve web sitelerinin kullanıcı deneyimini optimize etmeye yardımcı olan, kullanılabilirlik sorunlarını ortaya çıkarmamızı sağlayan bir test platformu. Şirket 2009 yılında kurulmuş olmasına rağmen kısa sürede çok uluslu firmalara ve ajanslara web sitelerinin, uygulamalarının ve prototiplerinin kullanıcı deneyimini geliştirmelerinde yardımcı olmuş ve elde ettikleri tecrübeleri kendi ürünlerine de yansıtmaya devam ediyorlar.
Userlytics web sayfasına kaydolup giriş yaptığımızda bizi son oluşturduğumuz taslakların veya kullanıcılara gönderdiğimiz testlerin yeraldığı sade bir arayüz karşılıyor.
Create New Task diyerek yeni bir test için kolları sıvayabiliriz. Userlytics gerçek kullanıcılarla çalıştığı için (an itibariyle 1 milyondan fazla kullanıcıya sahipler) bize test tipi olarak ister moderatörsüz yani denetlenmeyen veya istersek moderatörlü, birebir kullanıcılarla karşılıklı canlı test imkanı sunabiliyor.
Moderatörsüz testlerde doğru bir gözlem yapabilmek için kullanıcılara verilen bütün görevlerin çok detaylı bir şekilde açıklanmış olması ve kullanıcıların da nerede neyi yaptığını sesli olarak anlatması gerekmekte.
Moderatörlü uzaktan testlerde ise bizi en çok zorlayacak durum, kullanıcı davranışlarını doğru bir şekilde değerlendirememek olacaktır. Kullanıcımızın iyi bir kamera görüntüsü, bağlantı hızı ve ses sistemine sahip olduğundan eminsek doğabilecek kayıpları da en aza indirme ihtimalimiz olacağını biliriz. Aksi halde, yalnızca ekranları görür ve sesleri duyarsak kullanıcımızın yüz ifadesi, jest ve mimiklerinden elde edebileceğimiz birçok değerli bilgiyi kaçırabiliriz.
Userlytics kendi masaüstü uygulamasıyla test kullanıcısı tarafında yaşanabilecek bu sorunların da önünü almaya çalışmış. Test için üretilen erişim kodu uygulamaya girildiğinde daha önceden ayarladığımız prototip ekranlarına veya ilgili siteye yönlendirme yaparak kayıt etmeye ve kullanıcıyı yönlendirmeye başlamakta.
Ayarlarımıza devam edersek; önceden çevrilmiş olması sayesinde kullanıcımıza Türkçe bir arayüz üzerinden ulaşabilmek mümkün -ki daha önce deneyimlediğim başka araçlarda ekranda gözükecek pek çok ifadeyi, butonları tek tek elle çevirmek gerekiyordu. Bu konuda tam bir Türkçe desteğinin olması sevindirici. Ancak bu sayfalarda da görüleceği üzere, yönetici ekranlarının henüz Türkçeleştirilmediğini not olarak düşmek lazım.
Katılımcı kısmında kullanıcılarımızın masaüstünden mi yoksa mobil bir cihazdan mı görüntüleme yapmasını istediğimizi belirityoruz. Ürünümüzde özellikle belirli bir cinsiyeti ve yaş grubunu hedefliyorsak bu ekrandan seçiyor, sadece Türkiye’de yaşayan kullanıcıları testimize dahil edebiliyoruz. Webcam ile işimiz yoksa yine bu tercihimizi belirtebiliriz.
Bu temel kriterler bizi kesmeyeceğinden Screener ekranında kullanıcımızın karşısına eğitim düzeyi, medeni hali, gelir durumu, oturduğu şehir, vb. cevaplamasını beklediğimiz pek çok soru çıkartarak testimize tam uygun olup olmadığını tespit etme ve eğer uygun değilse o kişiyle teste hiç başlamama seçeneğine de sahibiz. Bu, aradığımız hedef kullanıcıya ulaşabilmek adına gerçekten güzel bir özellik.
Hedef kullanıcımız yılda 300–400bin liradan fazla kazanan, borsada hisse sahibi olan ve finansal uygulamaları yoğun olarak kullanan bir kullanıcısıysa, bu çok özel bir kişidir. Bu kadar spesifik olmak gerekli mi yoksa sadece finansal uygulama kullanan kişileri hedeflemek yeterli mi? Doğru insanları edinmek önemlidir, ancak çok spesifikseniz, gereken maliyet ve zaman çok daha yüksek olacaktır.
Sona doğru yaklaşırken Task ekranında test senaryomuzun ana hatlarını çizip hedef kullanıcılarımızın yapmasını beklediğimiz görevleri eklemeye başlıyoruz. Bu kısıma anket sorularından puanlama ile geri bildirim almaya varana kadar pek çok soru ve görev ilave edebilir, yerlerini değiştirebiliriz. Userlytics, bilgi mimarisi ve kullanılabilirlik test yöntemlerinden kart sıralama ve ağaç testlerini de desteklemekte -ki sadece bu test için ayrı bir uygulama kullanmaya gerek bırakmaması güzel.
Normalde kullanıcı merkezli geri bildirimi sağlayan sistemi kullanmanın en iyi yolu; geri bildirim almak, UX tasarımını değiştirmek, test etmek, tekrar geri bildirim almak ve işlemleri bu şekilde yineleyerek süreci sürekli ilerletmek şeklinde olur ve ‘Agile UX’ için bu önemlidir.
Bir sonraki sprint için yapılacak revizeleri belirleme konusunda kullanıcı görüşmeleri yapmak bu aşamada önemli hale gelecektir. Fakat öngördüğümüz zaman aralığında veya kullanıcı görüşü almamızın kesinlikle gerekli olduğu noktalarda her sprint için test gerçekleştirmek zor olabilir. Userlytics bu konuda, sürekli elimizin altında durup da hızlı aksiyonlar almamızı sağlayan iyi bir güç haline dönüşüveriyor. Saatler içerisinde birkaç geri bildirim videosu toplayabilir ve sorularımıza cevaplar bulabilir; böylece haftalık, hatta günlük bazda sürekli olarak bu işlemi tekrarlayabiliriz.
Kullanılabilirlik testimizi ayarlayıp başlattıktan sonra hedeflediğimiz kullanıcı grubundan katılımcıların testi tamamladığına dair uyarıları almaya başlayabiliriz.
Bundan sonra siteye giriş yaptığımızda, test boyunca gerçekleşmiş sesli video kayıtları ile tasarımı ölçümlediğimiz, verdiğimiz görevlerin başarıya ulaşıp ulaşmadığını izleyebildiğimiz, görev tamamlama süresi, hata oranı, başarı düzeyi gibi metrikleri karşımızda görebileceğimiz bir sonuç ekranına ulaşabiliriz.
Önümüzdeki kişiyi görmek, bunun gerçekten bizim hedef kişimiz olup olmadığını teyit edebilecektir. İkincisi ise, insanların arayüze bakma biçiminde, ilk kez bir arayüze baktıklarında bazı şeyleri çözmelerinin ne kadar sürdüğü hakkında bir dizi ipucu bulunmaktadır.
Aldığımız tüm verileri kullanıcı profili ile birlikte detaylı bir Excel çıktısı halinde ayrıca indirme imkanımız bulunuyor. Testimizi bu yazı için tek kullanıcıyla deneme amaçlı olarak gerçekleştirdiğimizden, aşağıdaki ekranda da görüleceği üzere bizim için henüz anlamlı sayılacak bir veri toplamış olmuyoruz tabii, belirtmek gerekirse...
Son olarak incelenmesi için sonuçları bir web sayfası üzerinden ekibimizle paylaşabiliriz. Elde ettiğimiz bulguları, video kayıtlarında belirli zaman aralıklarına not olarak yazabilme imkanımızın mevcut olduğunu da eklemek isterim.
Toparlamak gerekirse, Userlytics’in önemli avantajlarından pek çoğu aşağıdaki şekilde listenebilir:
- Herhangi bir eklentiye, uzantıya veya uygulamaya gerek kalmadan kayıt alabilme
- İstendiğinde canlı denetlenebilen görüntülü kullanıcı testleri
- Mobil web sitelerinin, uygulamaların ve prototiplerin testi için bir uygulamaya veya SDK’ya muhtaç bırakmaması
- Kart sıralama ve ağaç testi desteği
- Katılımcı tarafında kullanıcı arayüzünün herhangi bir dile otomatik yerelleştirilmesi, katılımcının sesli geri bildirimlerinin otomatik olarak yazıya çevrilmesi
- Sınırsız depolama ve eşzamanlı test
- Eklenecek kriterlerle hedef kullanıcıya doğrudan erişebilme imkanı
Userlytics sahip olduğu özelliklerle komple bir çözüm olarak gözüküyor ve kullanmak isteyenler için şimdilik Proto.io desteği de hali hazırda bulunuyor. Yalnız bu kadar geniş seçeneklere sahipken, kullanılabilirlik testlerine dahil ettiğimiz random katılımcıları ikinci bir test için tekrar çağırabileceğim bir seçenek görmek isterdim. Bunun bazı dezavantajları olsa da, aynı katılımcıları tekrar kullanmak, ürünümüze aşina olacaklarından daha derinlerdeki kullanılabilirlik sorunlarını görmemizi sağlayabileceği gibi, bazı geri bildirimler de daha kesin olma eğilimine girecektir. Tüm bu faktörler elde edeceğimiz veri kalitesini etkileyecek ve iyileştirecektir.
MacOS’ta testi ön izleme yaparken yaşadığım bir sorun nedeniyle desteğini esirgemeyen teknik ekibe ve tabii ki Userlytics’i Enterprise seviyesinde deneyip kendi testlerimde kullanmamı sağlayan Anastasia Lasunina’ya buradan çok teşekkürler!
Son olarak, bazı kullanıcı davranışlarını anlamamızı sağlayan ısı haritalarını da (heatmap) seçenekler arasında görebilmeyi istediğimi belirttiğimde bu özelliğin birkaç aya kadar ekleneceği bilgisini kendisinden aldığımı not edeyim.
Peki siz başka hangi araçları kullandınız? Userlytics’e göre öne çıkan özellikleri nelerdi? Varsa beğendiğiniz benzer UX araçlarını değerli yorumlarınızda önerirseniz çok sevinirim.
“Bir gül kadar güzel ol ama dikeni kadar zalim olma. Birine öyle bir söz söyle ki, ya yaşat ya da öldür; ama asla yaralı bırakma.” — Şems-i Tebrizi
Okuduğunuz için teşekkürler!